23 Ekim 2013 Çarşamba

Yo...


Dilin doğal gelişmesi içinde yok'dan yo kelimesi türemiş. Tıpkı batı dillerinde non ve not'dan no kelimesinin türemesi gibi.
Kibarlık budalası tabirlerin gerçek öz kavramlarımıza bulaşmaması gerekiyordu. Bugün resmi olarak "hayır" ı kullanıyoruz; ama "yo"yu kullanmamız gerekiyordu. Aynı durum "bayan" kelimesi için de geçerli; Kadının yahut dişinin yerine geçmemesi gerekiyordu (öteyandan kadın da eski Türkçe'de kraliçe, hanım anlamındaymış; yani o da öyle... Hanım da dişi-han yani kraliçe anlamındaymış. Lady gibi)

Tünaydın...



Tün kelimesi, tünemek ve dün kelimelerinin kökenidir.
Tünemek: geceyi geçirmek, gecelemek
dün: önceki gece (bakınız yarın ise Eski Türkçe'de sabah demektir; "sonraki sabah")
Tün-aydın'ı "goodafternoon" karşılığında her kim bulup yerleştirmişse yanlıştır. Diğer taraftan "Goodnight" karşılığı olarak "Geceniz aydın olsun" anlamında kullanılırsa "Günaydın"dan bile daha mantıklı olur; zira aydınlık (Eski Türkçe ayıtınık) kelimesi: gece çıkan "ay" ile ve "ayılmak" fiiliyle kökteştir. Kök anlamı; "bir şeyin anlaşılır şekilde görünür olması"dır. Ki günlük güneşlik bir vakitte bu durumun çok ötesine geçilmiştir. Aydınlık kavramı ancak bir oda için ve gece için kullanılabilir. Zira aydınlatma geceleyin yapılır. Ay, gecemizi aydınlatır. Allah korusun "günümüz aydınlık" olsaydı, parlak güneşin önünde sürekli bir gök cismi filan var da etrafı anca anlaşılacak kadar görüyoruz demek olurdu. Yani günaydın yanlış, tünaydın doğru (gece kullanılırsa).

Günaydın ve tünaydın benzeri selamlama sözlerinin en doğrusu şöyle olabilir:
Gündüzleyin: Günışısın
Geceleyin: Tünaysın

Teptemiz!

Inploid sitesinde biri "Türkçe pekiştirmelerde temiz niye tertemiz oluyor da, "teptemiz, testemiz" olmuyor, bunun kuralı nedir ki?" diye sormuş. Cevabım şu oldu:

Bunun şimdiye kadar müspet bir açıklaması olmuş mu, bilmiyorum, sanmıyorum. Belki bazı tezler vardır. Benim ise bir teorim var; teoridir çünkü çürütmeye açıktır, teorem haline gelmeye adaydır.

m grubu: sımsıcak, bembeyaz, yemyeşil, simsiyah, yamyassı
s grubu: mosmor, masmavi, kıskıvrak(?), yüsyuvarlak(?), kaskatı
p grubu: sapsarı, kıpkırmızı, kapkara, dapdar, upuzun, kupkuru, dupduru
r grubu: tertemiz, sersefil(?)


iki dudak ünsüzü: m (tonlu, genizden), p (tonsuz, patlamalı)
iki de diş eti ünsüzü: s (tonsuz sızıcı), r (tonlu akıcı)

Teori şu: O sıfatın ihtiva ettiği ünsüzlere benzemeyen ünsüzlerden pekiştirme yapılır. Tertemiz neden "testemiz" olmazdı? çünkü s, temiz kelimesinin içindeki z ile benzeşiyor. Temtemiz de olmazdı, çünkü temiz'de m var. Belki teptemiz olabilirdi.
Aynı şekilde tercih edilen pekiştirme ünsüzleri:
beyaz için m. (p olmazdı; be var; s olmazdı z var)
mavi için s (m olmazdı m var; p olmazı v var (çift dudak ile diş-dudak (v) benzeşiyor)
kırmızı için p (m olmazdı m var; s olmazdı z var, r olmazdı r var)

İki ünsüzün de kullanılabilir olduğu durumlarda, sıfatların anlamındaki büyüklük, enginlik, süreklilik / kısıtlılık gibi duyguların var olmasına göre o ünsüz tercih edilip zamanla yerine oturmuş olabilir; "sıpsıcak" yerine "Sımmmsıcak" denmesi gibi. "Kumkuru" yerine "kupkuru" denmesi gibi.
 
http://www.inploid.com

Dizayn > Teşvir? > Terkin!

Dizayn kelimesine kafayı yaktım. Dilimize İngilizce'den geçmiş, pek havalı bir kelime. Halihazınra, yaratıcılıkla  yüklü, gayet ukalaca bir kelimedir. Türkçe dilinde bunun hiç karşılığı olmuş mu, bilmiyorum. Mimar Sinan eserlerini inşa etmeden önce yaptığı söylenen çamur maketlerine, kuma çizdiği çizimlere ne diyordu?

Türkçe'ye geç Fransızca'dan dessin (desen) olarak da geçen bu kelime; design, İngilizce'ye Orta Fransızca'dan desseign olarak geçmiş. 
des+siegn
sign: işaret, iz, nişan
des+: verme anlamı veren, Hint Avrupa kökenli  ön-ek.

Dizayn için öz-Türkçe bir karşılık yerine, İngilizce'nin Fransızca'dan aldığı gibi, Arapça'dan alıp kendi anlamımızı yükleyebilirdik. (Bunu yapmamışsak) geç kalmış da değiliz.
Ben bunun için teşvir kelimesini teklif ediyorum.  İşaret (sign) kavramından yola çıkıp, aynı kelimenin (şwr) kökünden türettim. Tefriş gibi kolay söylenen; mimarların, tasarımcıların (pardon teşvircilerin/ hatta yine pardon müşevvirlerin:) diline pelesenk olacak türden bir kelime.

Online Osmanlıca Sözlük'te teşvir"1-İçinde bulunma. İçine alma, içine alıp gizleme. 2-Satılık olan hayvanı pazara çıkarıp gösterme." olarak geçiyor. İşaret (gösterme) kökünden daha önce böyle anlamlarda kullanılmış. Ama bana, bugüne kadar gerçek anlamını arıyormuş gibi geliyor!
23 10 2013

Yıllar sonra gelen edit:
Yerde ararken gökte buldum. Design (desen, dizayn) kelimelerinin Türkçe karşılığı benim uydurduğum teşvir yerine meğer hali hazırda kullanılmış olan terkin imiş... En azından tef'il vezninde olacağını kestirmişim. Terkin Arapça'da özellikle kına ile çizim/resim yapma anlamıda. Türkçe'ye de bu şekilde geçmiş. Ama sonra silmek (bir kaydın üzerini çizmek) olarak anlamı kaymış. Halk dilinde olmayan teknik bir kelime olduğu için asıl anlamına geri dönmesi mümkün... Rakam (çentik, çizik) ve rakım (kot numarası) kelimeleriyle aynı kökten geliyor.

Bundan böyle "bunun terkini bana ait" diye gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

http://www.nisanyansozluk.com/?k=i%C5%9Faret 
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=te%FEvir&t=%40