31 Aralık 2011 Cumartesi



Ejderha
 ve Dragon için etimolojik ilişkiler ve Türkçe karşılıkları


Ejderha – Yılan – Engerek ilişkisi

Bu yazı yayınlandığı itibariyle Çin takvimine göre Ejderha Yılı’na girdiğimize göre, ejderha kelimesi iyi bir başlangıç olacak.

Ejderha kavramı için batı dilleri, Greko-Romen kültür dairesine ait oldukları için, kökü Yunanca olan Dragon kelimesini kullanırlar. Biz ise Arap-Fars kültür dairesinde olduğumuzdan Ejderha kelimesini kullanırız. EjderhaAj-dahak’dan gelir, İran mitolojisine ait bir dev yılandır. Yılan Kral anlamına gelir. Buradaki yılan aj'dır. Farsça, bilidiği üzere Hint Avrupa dil ailesinden olduğu için aj'ın kökeni teorik Hint-Avrupa dilinde aranır. Böylece Angwhi yada Ang köküne ulaşılır. 

Engerek kelimesi, Rumca Angiraki’den (küçük yılan) gelirmiş. Buradaki ang kökü belli. Tam çevirisi yılancık olurdu herhalde. Çok ileri gidersek yılangırak(!). (Yılangırak diye bi kelimemiz olsaydı eminim –ak küçültme eki belirgin olmakla beraber, -ırak eki anlaşılmayacak, yılan’ın da aslının yılang (genizsi n)(ŋ) ile seslendiği düşünülecekti. Çıngıraklı yılan ile bir kontaminasyon da ortaya atılabilirdi. Zira engerek ile çıngıraklı yılan (viper) akrabadır.)

TV’deki kült animasyon dizisi Avatar: Son Havabükücü'de baş kahramanın adı Aang idi; Sanskritçe (आङ Āṅ) . Naga'dan farklı, naga: kobradır. İngilizce Snake oradan gelir: s-naga. Çince ejderha demek olan Lang ise Sanskritçe’den, ang kökü üzerinden geçmiş olmalıdır. Bir spekülasyona göre Türkçe’deki aslan, kaplan, sırtlan, yılan kelimelerindeki yırtıcı hayvanlara eklenen lan eki, ta Orta Asya’da iken Çince lang’dan devşirilmiş. Bizi şimdi ilgilendiren kelime ise: yılan.

Yılan kelimesi Türkçe’dir. Öyleyse kökünü irdelerken, Türkçe’nin en eski hâlini yansıtan bir dile bakalım: Çuvaşça. Bu dil, Türkçe’nin “batı lehçesi” denen “lir Türkçesi” grubuna girer. Doğu lehçesinden daha eski olduğu, Türkçe’nin ilk hali olduğu araştırmacılarca belirlenmiştir. Ön-Bulgarca, Hazarca gibi batı lehçelerinin yaşayan son temsilcisidir.

Yılan'ın, Çuvaşça'daki hâli şëlen’dir. Çuvaş/Bulgar mitolojisinde Veri-şëlen denen bir  dev yılan vardır ki Ateş-yılan anlamına gelir.
Türkçe’nin şimdiki haline doğru Bulgar şKıpçak cOğuz y evrimi olduğu gözönünde tutulmalı.

Şimdi bir batı diline bakalım: Almanca yılan: schlange’dır.
İlişkiler işte böyle açık seçik. Bir füzyon (kaynaşma):
Yılan < şëlen < schlange – şë-langwhi > yı-l-ang > yı-l-ang-irâki
  
Türkçe yılan'da Hint-Avrupaî -ang kökü sezilebiliyor. Fakat yılan, Lir Türkçesi'nden beri öz Türkçe bir kelime. Gelgelelim Çuvaşça şëlen, Almanca schlange ile neredeyse aynı kelime.

Dragon

Türklerin İran mitolojisine merak sarmadan önce, ejderha kavramı yerine kullandığı kelime sarıkan’dır. 

Bir düşünceye göre sazan kelimesi ile ilişkilidir. Çin takvimindeki ejderha karşılığının Türk takviminde balık olması, bizi buna yöneltiyor. Sazan, bataklık balığı demektir.

Sazan’ın, eski hali sazağan. Saz, eski Türkçe’de bataklık (Batakta yetişen bildiğimiz saz buradan gelir; saz otu’dan kısalmış olsa gerek.). Sasımak diye pis kokmak anlamında bir türevi bile mevcuttur. Sarıkan ise, bahsettiğimiz Lir Türkçesi'de z’nin r olduğu zamandan kalma sazağan/sazan'ın ta kendisi olabilir; balık olan sazağan , eski zamanda ejderha olan sarıkan...

Başka bir düşünceye göre sarıkan'ın kökeni, Eski Türkçe sarmak: zorbalık etmek, bela sarmak. Öteki türevleri:
Sarman: iriyarı, vuran kıran, belalı, İng. berseker gibi).
Sarp: zorlayıcı, belalı (yer).

Öte yandan, Deniz Karakurt'un online Türk Söylence Sözlüğünde şöyle diyor ki bence en iyi teori:

SARIK HAN: Ejderha Tanrısı.
Eşdeğer: SARI (ŞARU) HAN
Ejderhaları yönetir. Elinde bakır bir değnekle yeraltının dokuzuncu katında yaşar. Macar
mitolojisindeki ejderhanın adı Sarkany (Sarkan)’dır. Orta Asya Şamanizminde bir ayağı diğerinden kısa olarak tasvir edilen bir putun adıdır. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt)
 Sarık: (Sar). Sarı sözcüğüyle ve sarılmak (bükülmek, kıvrılmak anlamında) fiili ile aynı kökten
gelir. Sarı renk yeşil ile birlikte ejderhaları sembolize eder. Bazı Türk lehçelerinde
Avrupalıların Ejdersineği adı verdikleri Yusufçuk böceğine Sarıska/Sarınçka/Sarınskan, Moğol
dillerinde ise Sarsa/Carca/Carcaha denilmesi yine bu canlının ejderhaya benzetilmesiyle de
ilgilidir.





Sarıkan kelimesinin izlerine başka dillerde rastlayabilir miyiz?
Evet. Bir Ural dili olan Macarca'da ejderha: Sarkanyok'dur.
Sárkánykígyó: Dev kanatlı yılan. Kasırgalar hakimi.
sárkány: Çok kafalı dev. İnsan şeklindedir (sarman gibi) Kafalarını kestikçe gücünü kaybeder.
Açık seçiktir ki bunlar, özbeöz Türkçe sarıkan ile aynı olan kelimeler. 


Bir de şu meşhur dragon'a bakalım. Yunanca drakon'dan gelir, nihayî kökü belli değildir (Drakein: keskin gören açıklaması  zorlama.) Bana, Yunanistan'a kuzeyli kavimlerce getirilip ağızlarda evrilmiş bir kelime gibi geldi.

Haydi, diyelim ki İran mitolojisini bırakıp kendi ayaklarımız üzerinde durmaya karar verdik ve ejderja'nın Türkçe'sini kullanacağız.  Romanlarda, filmlerde kullanacağımız kelime sarıkan mıdır?
Sarıkan, kabul edelim ki antik bir kelime; bazıları bunu kullanmak istemeyecektir. Örnek: Drakon değil, Dragon (hatta İngilizcede okunuşu Drägın diye de değişir) kullanılır. peki bu kelimenin Oğuz lehçesinde yumuşamış hali yok mudur?
 

Saruhanoğulları Beyliği, Manisa merkezli bir Türkmen beyliğidir. Saruhan Bey ise, Alpagu adlı Harezmli veya Selçuklu bir emirin (buyruğun) Anadolu'da doğmuş oğludur. Saruhan, muhtemelen “sarı han” anlamına geliyordu. Ancak bir erkek ismi olarak Sarıkan (Ejder) koyulması akla yakın gözüküyor. Bu isim, Farsî sahada Saruhan olarak yumuşatılmış olabilir. Öyle olmasa bile renk olan Sarı, bataklıktaki sazdan gelir. Han için ise ejderha<ajdahak (yılan kral)daki kral diyerek bir geri türetme pekâlâ yapılabilir. İşte size Oğuz lehçemizin kulağına uygun, tumturaklı bir kelime: saruhan: Bin yıldır Pers mahzenlerinde zincirli tutulan ejderha.
 

Kaynakça:
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/0/00/TurkSoylenceSozlugu.pdf
http://www.jasstudies.com/Makaleler/465125994_deger_mete_bulent_f%C4%B1tal%C4%B1gil_TT.pdf